12 Mayıs 2014 Pazartesi

Newsroom: Haber Dünyası Bile Dizi Oldu

Ve çok da iyi oldu. Bu arada olalı da 2 sene oldu aslında. Çünkü Newsroom, HBO'da 2. sezonunu tamamladı hatta 3. sezon için son hazırlıklarını tamamlıyor. Ben birazcık geç yakaladım, siz de iyice geç kalmayın istedim. O yüzden blogda hemen bu diziye de bir yer ayırdım. Başlıyorum.


Elimizde bir Will McAvoy karakteri var ki zaten dizi kendisinin üzerine kurulmuş ve hikaye tamamen onun ruh haline göre şekilleniyor. Bu adamı çok seveceksiniz. Başta "Bu ne lan, götü kalkmış bunun." lafı kafanızdan bir geçiyor ama gerçekten de inanılmaz bir karakter. Bir kere aksi, sevimsiz ve umursamaz görünüşünün altında, ince bir eğlence arayışı ve çevresindeki her şeye aşırı önem veren bir adam var. Tertemiz kalbi var adamcağızın ama değerini bilmiyorlar.( Bu noktadan sonra Yudum Yudum Anadolu programına geçermişim.)

Will McAvoy karakterini Jeff Daniels canlandırıyor. Ki dizinin de en kariyerli (taşaklı) aktörü diyebiliriz. Kendisi 4 kez Golden Globe adayı oldu. Biri de Newsroom'daki oyunculuğuyla bu arada. Ne yazıkki henüz bu ödülü alamadı, ama bu oyunculuğu eninde sonunda ödüllendirirler. Bu arada evet, kendisi "Salak ile Avanak" filminde Jim Carrey ile birlikte oynayan abi. Yaşlanmış hali.

Haber sunarken hep çok ciddi.


Dizinin hikayesi aslında çok sıradışı bir hikaye değil. Ama içini bilmediğimiz, sadece ambalajına bakıp aldığımız bir "Habercilik" dünyası var. Bu içine girip bakmadığımız bir şey. Bildiğimiz şey ise; kanallar reyting için çarpışıyor, önemli olan şeyler değil de izleyicinin sevdiği türden şeyler ekrana yansıyor. Ya da izleyicinin kalbinde bir teli tıngırdatan, ajite eden, güldüren şeyler.... Habercilik anlayışı dünyanın her yerinde böyleymiş, bunu hemen öğreniyoruz. Ya da Amerika ve Türkiye'de böyle bilemedim. Ama gerçek bir haberden ziyade iPad kullanan maymunu izlemeyi seven insanlara, kodamanlar da haliyle bol bol muz yediriyorlar.

Ve adamımız Will McAvoy, bir zamanların haşin, saldırgan ve tüm kısıtlamaları görmezden gelip gerçek haberleri sunan ana haber spikeri iken, birden bire daha magazinel bir ana haber bülteni sunmaya başlıyor. Neden? Bir erkeği aniden bu kadar değiştirebilecek, umursamazlaştırabilecek tek şey yüzünden tabii ki: Kadın

Will McAvoy, yayın yönetmeni olan MacKenzie McHale ile geçmiş yıllarda bir ilişki yaşıyor ve ileride nedenlerini öğreneceğimiz bir şekilde bu kadın tarafından aldatılıyor. Fakat kadın pişkinlik yapıp zeytinyağı gibi üste çıkmayıp, hatasını anladığını göstermek için ülkeyi terk ediyor. Ortalığın epey karışık olduğu Afganistan'a giderek haber yönetmenliği kariyerine orada devam ediyor. Will de "Başlarım haberinize de size de" diyerek kanal sahiplerinin kendisinden istediği haberleri yapmaya başlıyor. Ve kısa sürede ülkenin en iyi 2 ana haber spikerinden birisi olarak anılmaya başlıyor. Hatta haber dünyasının Jay Leno'su sayılıyor.

Aradan yıllar geçiyor ve Will, onunla iş yapan insanların sevmediği ve korktuğu bir insan haline geliyor. Beraber çalıştığı set ekibinden tek bir kişiyi bile tanımıyor hatta. O kadar boşvermiş ki (her yıl milyonlarca dolar kazanıyor olması da buna bir etken olabilir) sadece kendisine yapması söylenenleri yapıyor ve içine kapanıyor. Fakat kanalda bir yönetmen değişikliği sonrasında, onun programında boşalan yönetmen koltuğuna en beklemediği kişi oturtuluyor. MacKenzie McHale. (Bir üst paragraftaki abla)

Yıllar sonra geri dönen MacKenzie, Will'i tekrar gerçek haber yapması için ikna etmeye uğraşıyor. Ve biz de bu esnada Will'in aslında MacKenzie gittikten sonra içinde oluşan o büyük boşluğu, seyircilerin ona duyduğu ilgiyle kapatmaya çalıştığını anlıyoruz. Ve daha pek çok şeyi. Velhasıl anlattığım bölüm dizinin ilk bölümünün ilk 10-15 dakikasında göreceğiniz bölüm. Asıl şov, bu noktadan itibaren başlıyor ve hakkaten arkanıza yaslanıp ilgiyle izliyorsunuz.

Dizinin ana kadrosu. Yerdeki abla Olivia Munn. 
Daktilo başındaki dallama Aaron Sorkin. Yani dizinin yaratıcısı.

Dizide tabii ki "aksiyon, bilimkurgu, fantezi" öğelerine rastlamayacaksınız. Çünkü başlı başına bir drama. Ama içinde sinsice pusuda bekleyen ve aniden çıkıp sizi güldürmeye hazır olan espri parçaları da bulacaksınız. Zira ben ara sıra diziyi durdurup kahkahalar attım. İnsan tek başına bir şey izlerken kahkaha attığında, kendisini biraz garip hissetmiyor değil. Ayrıca dizinin janrında "Romance" geçmiyor ama dizideki ana karakterlerin neredeyse tamamının aşk hayatlarını da hiç sıkılmadan takip edebiliyorsunuz. Benim ne dizide ne filmde hiç sevmediğim bir şeydir, zaten seviyor olsam şu an Seksendısiti incelemesi yapıyor olurdum. Ama ne yalan söyleyeyim Newsroom izlerken hiç sıkılmadım karakterlerin aşk hikayelerinden. Ayrıca bir bölümde "Sex and The City" ile ilgili kısa bir muhabbet var, izleyip izleyip güldüm.

Aslında Newsroom incelemesinden ziyade bir Will McAvoy incelemesi de yapabilirmişim. Çünkü şimdi düşünüyorum da adam diziler tarihinin en etkileyici karakterlerinden birisi. Siyasi görüşünü "Cumhuriyetçi" olarak tanımlıyor, ama buna rağmen Cumhuriyetçileri canlı yayında ağır biçimde eleştirmekten ve en ufak bir hata yaptıklarında hemen ifşa etmekten geri kalmıyor. Hatta bunu bir görev olarak görüyor. Çünkü onun habercilik anlayışına göre insanlar kime oy vereceklerini çok iyi görmeli ve en doğru kararı verebilmek için de her tür bilgiye sahip olmalılar. Tam Türkiye'deki habercilik anlayışı gibi değil mi?

Bu arada keşke Will McAvoy gibi bir adam olsa Türkiye'de ve hiçbir baskıya boyun eğmeden çatır çatır haber yapsa dedim hep izlerken. Başka şeyler de düşündüm ama esas olarak aklımdan geçen hep bu oldu. Tabii Amerika şartlarında bile ütopik bir karakter. Yine de hayal etmesi güzel.

10 üzerinden bir puan vermek zorunda kalmak istemiyorum asla, çünkü yapımların neye göre ve kime göre ("bana göre" yeterince iyi bir örneklem değil) puanlandığını oldum olası anlayamadım. Ama 10 üzerinden 11'i alamıyorsa eğer, izleyenlerde bir problem olduğunu düşünürüm. Standartın üstündeki şık hikayesi, kusursuz oyunculukları, sıcak ve samimi dili, yeri geldiğinde Amerika'yı eleştirip yerden yere vurabilmesi ve daha pek çok özelliğiyle bence son yıllarda televizyonlarda yayınlanmış en iyi şovlardan birisi.

Sana diyorum,şş... Abi kesin izle.